14 Şubat 2015 Cumartesi




BABALARININ  YÜREĞİNDEN  KOPARILAN  ÇİÇEKLERE
KANADI   KIRILAN MELEKLERE,                                                                                                 

Kadir  ŞİŞGİNOĞLU*

Tecavüz  en aşağılık insanlık  suçudur.                                                                                                     Şiddetin, tacizin mazur görülebilir  hiçbir  yanı olamaz.                                                                          Bir  insan hayatına son verme ise; aklı - vicdanı olan hiçbir insanın yapamayacağı bir  şeydir. Bunların hepsini birden yapanlar hastalıklı ruh halleri bedenlerini sardıkça  içlerinden insanlığı  sıyrılmış yaratıklardır.

Kapitalist sistem; toplumların gelenekleri, inançlarına  dayalı değerleri  de kullanarak daha çok erkeğin gücünü  artırıp kadını erkeğin yaşamını  kolaylaştıran  bir  nesne durumuna  indirgemiştir.Bizim gibi ; kızlarla erkekleri yan yana dahi düşünmeyen  kapalı toplum  modelinde   bir süre  sonra  sonra  erkek   için  kadın algısı cinsiyet ve cinsellik algısına  dönüşür. Erkeklerin ayrıcalıklı büyütüldüğü  toplumumuzda  erkek çocuk, kadına küfüre  özendirilir.Çocuğun küfür etmesine anneler ablalar bile  ses çıkarmaz,hatta  onaylar. Küçücük erkek  çocuklara anneler ve kız  kardeşler  hizmet  ettirilir.Böyle  ailelerde babasının istediği  zaman annesine, kız  kardeşine bağırıp  çağırmasıyla büyüyen  erkek çocuk babanın, kız  çocuk ise annenin rolünü benimser.Böyle erkek çocuklar  kadına  şefkat duymadan büyürler.Buna  birde sözüm  ona muhafazakar ve dindar toplumun alık  alık  seyredilen  dizilerde özgür  ruhlu, hafifmeşrep, seksapeli fazla,dilediği ile  ilişki  yaşayan, evlilik dışı  çocuk yapabilen kadın tiplerinin zayıf ruhlu erkeklerin  algı dünyalarına  kodlanması eklenince  toplumsal zaafiyet başlamıştır.Böyle  erkekler  için kadınlar - kızlar cinsel objedir.Hamile kadının  bile sokakta  görünmesini tahrik  edici bulurlar. Bu tipler kadınlarla  arkadaşlık  kuramazlar, hiçbir kadını insan  olarak  görüp iki  dakika sohbet edemezler, gözleri  kadının  orasında burasındadır.  Otobüste,metroda önündeki,  yanındaki kadın  ya da genç  kızları gözleri  ve bedenleri  ile taciz  ederler. Dolmuşta  bacaklarını  yayarak  oturup  rahatsızlık  verirler. Köşe başlarında kümelenip  kadınlar  ve   kızlar  geçerken laf atıp taciz  ederler.  Birbirlerini  gaza getirip, zaman  zaman da bunlardan  hoşlanan  kadın ve  genç kızların tavrından  cesaret alarak içlerindeki hayvani  arzularını büyütürler.Böylelikle sapık  eylemlerin altyapısı  hazırlanmış  olur.

Son dönemlerde duyduklarımız, okuduklarımız, gördüklerimiz  derin  üzüntü ve  kaygı  verici  bir   sosyal  çözülme  yaşadığımızı düşündürüyor. Küçücük  erkek  çocukların  kendilerinden  büyük  kız  çocuklarına ,kocaman erkeklerin de çocuğu  yaşındaki  kız  çocuklarına  bakışı farklılaştı.Kırmızı ışıkta yanında  duran bayan sürücüyü  otuz  saniyeliğine bile salyası akarak taciz  etmeyi meziyet bilen  bir  yığın erkek  dolu.Bu tip erkekler ne  yazık ki  olması  muhtemel kadına  yönelik  şiddet  olayının mağdur  edeni…

Özgecan(ımız)la  ilgili haberleri  okuduğumda yaşanan  böyle  bir canavarlık ancak insanlığı  küçültür diye  düşündüm. Özgecan’ın okulundan evine güven içinde dönemeyişinden, onu  bekleyen ailesi annesi,babası ile  birlikte  olamayışının sorumlusu bu toplum ve kadını sadece erkeğin istediği gibi kullanabileceği bir  obje  gibi  gören erkeklerdir. Erkeklerin  bu isteklerini onların varlıksal haklılığına bağlayıp, teslimiyet içinde hayatlarını sürdürüp,  kadın üzerinde hak iddia  eden erkek neslini çoğaltarak suç ortaklığı  yapan kadınlar da  en az erkekler  kadar suçludur.
Yirmi iki yaşında bir  kız  babası  olarak,bir  erkek  olarak bu gün kendimi  çok  kötü ve sorumlu hissediyorum. İnsanlığımdan, erkek olmaktan utanıyorum. Dün kızımın doğum  günü için “babalar için kızları; içinde, en derinde  yetiştirdiği ve  her  zaman  taze  kalacak bir  çiçektir” diye  yazmıştım. Bu tanımsız  yaratıklar pis  elleri  ile Özgecan’ın  babasının yüreğinden o  taze  çiçeği koparıp aldılar.Bugün Özgecan’ın babası cenazede “meleğimin  kanadını kırdılar” diye söyleyerek evladını   toprağa verdi.                                                                                                                                         
Bugün bizim insanlığımız küçüldü.         
Bugün ruhlarımızdaki asalet  cüceleşti.                                                                                        
Bundan sonra  isterse en  küçük bir  şiddet  olayı  olmasın, hiçbir  kadına  el  kalkmasın o babanın  yüreğindeki çiçek  geri  gelmeyecek, o meleğin  kanatları bir  daha  hiç  olmayacak.                             Özgecan’lar, anneleri, babaları  sizlerden  özür diliyorum.