BABALARININ YÜREĞİNDEN KOPARILAN ÇİÇEKLERE
KANADI KIRILAN MELEKLERE,
Kadir ŞİŞGİNOĞLU*
Tecavüz en aşağılık insanlık suçudur. Şiddetin, tacizin mazur görülebilir hiçbir
yanı olamaz. Bir insan hayatına son verme ise;
aklı - vicdanı olan hiçbir insanın yapamayacağı bir şeydir. Bunların
hepsini birden yapanlar hastalıklı ruh halleri bedenlerini sardıkça içlerinden insanlığı sıyrılmış yaratıklardır.
Kapitalist sistem; toplumların gelenekleri, inançlarına dayalı değerleri de kullanarak daha çok erkeğin gücünü artırıp kadını erkeğin yaşamını kolaylaştıran
bir nesne durumuna indirgemiştir.Bizim gibi ; kızlarla erkekleri yan yana
dahi düşünmeyen kapalı toplum modelinde bir süre sonra sonra erkek için kadın algısı cinsiyet ve cinsellik algısına dönüşür. Erkeklerin ayrıcalıklı büyütüldüğü toplumumuzda erkek çocuk, kadına
küfüre özendirilir.Çocuğun küfür etmesine anneler ablalar bile ses çıkarmaz,hatta onaylar. Küçücük erkek çocuklara anneler ve kız kardeşler hizmet
ettirilir.Böyle ailelerde babasının istediği
zaman annesine, kız kardeşine
bağırıp çağırmasıyla büyüyen erkek çocuk babanın, kız çocuk ise annenin rolünü benimser.Böyle erkek çocuklar kadına şefkat duymadan büyürler.Buna birde sözüm
ona muhafazakar ve dindar toplumun alık
alık seyredilen dizilerde özgür ruhlu, hafifmeşrep, seksapeli fazla,dilediği
ile ilişki yaşayan, evlilik dışı çocuk yapabilen kadın tiplerinin zayıf ruhlu
erkeklerin algı dünyalarına kodlanması eklenince toplumsal zaafiyet başlamıştır.Böyle erkekler
için kadınlar - kızlar cinsel objedir.Hamile kadının bile sokakta
görünmesini tahrik edici
bulurlar. Bu tipler kadınlarla arkadaşlık kuramazlar, hiçbir kadını
insan olarak görüp iki
dakika sohbet edemezler, gözleri kadının orasında burasındadır. Otobüste,metroda önündeki, yanındaki kadın ya da genç
kızları gözleri ve bedenleri ile taciz
ederler. Dolmuşta
bacaklarını yayarak oturup
rahatsızlık verirler. Köşe
başlarında kümelenip kadınlar ve
kızlar geçerken laf atıp taciz ederler. Birbirlerini
gaza getirip, zaman zaman da
bunlardan hoşlanan kadın ve
genç kızların tavrından cesaret
alarak içlerindeki hayvani arzularını
büyütürler.Böylelikle sapık eylemlerin
altyapısı hazırlanmış olur.
Son dönemlerde duyduklarımız, okuduklarımız,
gördüklerimiz derin üzüntü ve
kaygı verici bir
sosyal çözülme yaşadığımızı düşündürüyor. Küçücük erkek
çocukların kendilerinden büyük
kız çocuklarına ,kocaman
erkeklerin de çocuğu yaşındaki kız
çocuklarına bakışı
farklılaştı.Kırmızı ışıkta yanında duran
bayan sürücüyü otuz saniyeliğine bile salyası akarak taciz etmeyi meziyet bilen bir
yığın erkek dolu.Bu tip erkekler
ne yazık ki olması
muhtemel kadına yönelik şiddet
olayının mağdur edeni…
Özgecan(ımız)la
ilgili haberleri okuduğumda yaşanan
böyle
bir canavarlık ancak insanlığı
küçültür diye düşündüm. Özgecan’ın
okulundan evine güven içinde dönemeyişinden, onu bekleyen ailesi annesi,babası ile birlikte
olamayışının sorumlusu bu toplum ve kadını sadece erkeğin istediği gibi
kullanabileceği bir obje gibi
gören erkeklerdir. Erkeklerin bu
isteklerini onların varlıksal haklılığına bağlayıp, teslimiyet içinde
hayatlarını sürdürüp, kadın üzerinde hak
iddia eden erkek neslini çoğaltarak suç
ortaklığı yapan kadınlar da en az erkekler kadar suçludur.
Yirmi iki yaşında bir
kız babası olarak,bir
erkek olarak bu gün kendimi çok
kötü ve sorumlu hissediyorum. İnsanlığımdan, erkek olmaktan utanıyorum. Dün
kızımın doğum günü için “babalar için
kızları; içinde, en derinde yetiştirdiği
ve her
zaman taze kalacak bir
çiçektir” diye yazmıştım. Bu
tanımsız yaratıklar pis elleri
ile Özgecan’ın babasının
yüreğinden o taze çiçeği koparıp aldılar.Bugün Özgecan’ın
babası cenazede “meleğimin kanadını
kırdılar” diye söyleyerek evladını toprağa verdi.
Bugün bizim insanlığımız küçüldü.
Bugün
ruhlarımızdaki asalet cüceleşti.
Bundan
sonra isterse en küçük bir
şiddet olayı olmasın, hiçbir kadına
el kalkmasın o babanın yüreğindeki çiçek geri
gelmeyecek, o meleğin kanatları
bir daha
hiç olmayacak. Özgecan’lar,
anneleri, babaları sizlerden özür diliyorum.