İSTANBUL/ANKARA SERGİLERİNDE
TRABZON VE KARADENİZLİ RESSAMLAR RÜZGARI
Kadir ŞİŞGİNOĞLU *
KTÜ Fatih Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü, Öğretim
Görevlisi
Altı bin
yıllık tarihi, uygarlıkların geçiş yolu
üzerinde olmasının yarattığı stratejik konumu ile Doğu Karadeniz’in kilididir Trabzon. Sırtını yaz kış başından
sisi, dumanı eksik olmayan Zigana’nın,
Kaçkar’ların zümrüd yeşili ormanlarına ve yaylalarına dayayıp,
eteğinde Karadeniz’in hırçın dalgalarını sakinleştirir. Zengin florası, bin
bir renk çiçekleri, göz alıcı coğrafyası,
deniz- insan -toprak üçlemesi ile zengin
bir hayat ritminin kaynağıdır Trabzon ve
Karadeniz.
Kafkasya ve Hazar uygarlıklarının Batıya açılan kapısı, Çin’den başlayan İpek Yolunun
Karadeniz’deki son durağıdır Trabzon. Kuruluş tarihi kesin olmamakla birlikte Antik
Trabzon’un bir Milet kolonisi olarak M.Ö 700 lü yıllarda gelişmeye
başladığı yazılır. Daha
sonra Pers ve Roma egemenliği altına girer. Pagan inançları yaşanır bir süre. Hristiyanlıkla
birlikte Doğu Karadeniz ve Trabzon bir hristiyanlık merkezidir. Bizans döneminde Trabzon özerkliğini ilan ederek Bizans ile rekabete girip, sık sık
doğusundaki Gürcüler , güneyindeki
Türkmenlerle işbirliği ve akrabalık
ilişkileri içine girerler. Bayburt, Gümüşhane ve Trabzon Yaylaları İslamiyet
öncesi Türk boylarının yaşadığı
yerlerdir.
1461 de Fatih Sultan Mehmet ile Osmanlı kenti olan Trabzon’un çok kültürlü,
çok dilli yapısı kentin kültürel kimliğini güçlendirmiştir.
Osmanlı'dan önce, ağırlıklı olarak Rum kültürünü temsil eden, ayrıca azınlık
kültürü olarak içerisinde Ermeni ve Ceneviz kültürlerini de barındıran Trabzon, coğrafi yakınlık nedeniyle, çevresindeki Gürcü, Laz ve
Türkmen kültürleriyle de etkileşim içerisinde olmuş, ortaya ilginç bir sentez
çıkmıştır. Osmanlı İmparatorluğu döneminde de Trabzon, ticari potansiyeli, entelektüel
birikimi ve çok kültürlü kozmopolit yapısı
açısından, İstanbul, Selanik ve İzmir ile birlikte, Trakya ve Anadolu
bölgesinin en önemli kentidir. Trabzon, her yönüyle İstanbul'dan çok
küçük olmasına rağmen, sosyal ve kültürel yapısı itibarıyla, adeta bir
"küçük – İstanbul” dur. 1840'lı yıllarda Marsilya ile arasında doğrudan gemi seferleri yapılmaktadır. Aynı dönemde Trabzon'da ABD'nin, İngiltere'nin, Fransa'nın, İtalya'nın
başkonsolosluğu vardır.Cumhuriyetin ilk yıllarında bu kentte çıkan süreli
yayınların sayısı 57 dir. Yine aynı yıllarda Trabzon'da opera, tiyatro binaları
bulunmaktadır.Eski Trabzon sokaklarında Cumbalı evlerden ve konakların avlularından gelen hanımların
müzikli eğlencelerinin sesi yankılanır.Nerede ise her evde ud, kanun,piyano
çalınır.Anadolu da ilk şehir tarihi bir Türk tarafından bu kentte yazılır.
Bu kültürel atmosfer
içinde resim sanatına ilgi de
oldukça canlıdır. Çok sayıda
yağlıboya resimleri ve gravürleri yapılmıştır Trabzon’un.”Memleket resimleri”
projesi kapsamında Mahmut Cuda gelir Trabzon’a. Cumhuriyet dönemi ile Zeki Kocamemi’nin Bedri Rahmi Eyüboğlu’nu
keşfetmesi ile başlayan Trabzonlu
ressamlar kuşağı her yıl genç
kuşakların bunlara eklenmesi ile
sayıları artmaktadır. Trabzon’da resim sanatının sevilmesinde 1950 li yıllarda
Trabzon Lisesinde öğretmenlik yapan çağdaş Türk Resminin önemli ismi Kayıhan
Keskinok’un fazlasıyla katkısı vardır. O
günlerde Kayıhan hocanın öğrencisi
olan bir çok genç bugün Türk resminin önemli ustalarıdır.
Günümüz Türk resminde Trabzon’lu ressam ve akademisyenlerin ağırlığı çok
fazladır. Bedri Rahmi Eyüboğlu, Süleyman Saim Tekcan, Mustafa Ayaz, Ali Candaş,
Muzaffer Akyol, Burhan Uygur, Orhan Peker, Mustafa Ata, Osman Akbay, Aydın Ayan,
Kemal İskender, Nedret Sekban, Veysel Günay, Mustafa Sekban, Şenol Yorozlu, Sali
Turan, Ahmet Umur Deniz, Mustafa Salim
Aktuğ , Orkun Müftüoğlu , genç ressamlara yaptığı liderlik-çarpıcı projeleri ile Hakan Esmer ve
bunların dışında bir çok ismin Çağdaş Türk resim sanatına katkılarından söz edebiliriz.
Türk resim sanatı ve özel
müzecilik alanında da Süleyman Saim Tekcan’ın İstanbul da IMOGA , Mustafa Ayaz’ın Ankara’daki Mustafa Ayaz Müzesi
bile “Türk sanatında Trabzon geleneğinin” ne kadar güçlü olduğunu gösterir. Trabzon’da yaşayan ressam Haydar Durmuş’un Kendi adı ile
açtığı Elmaalan Haydar Durmuş Sanat Müzesi de desteklendiğinde bu iki müzenin mütevazi kardeşi olarak kente kimlik kazandıracaktır.
Böylesine köklü bir kültür
ve ilgiyle beslenen Trabzon resmi “Yolu Trabzon’dan Geçen Sanatçılar Sergisi 1
ve 2” ile ülke genelinde oldukça ses getirmiştir. 25 Martta İstanbul’da yeniden
Trabzon resmi rüzgarı esecek . TİAB ın (Trabzon’lu İşadamları ve Bürokratları Derneği
) kentsel dönüşümle İstanbul’un gözde semtlerinden biri olan
Ümraniye Çırçır Ormanındaki dernek
merkezini bir kültür ve sanat
merkezine dönüştürdüğü Trabzonpark’ta.
Bu merkezin ilk sergisi Trabzon ile bağı olan on altı ressamın (Ali Candaş Süleyman Saim Tekcan, Ceyhan
Murathanoğlu, Evrensel Baş, Mustafa Sekban, Meher Bayramoğlu, Aysel Kul,
Alaybey Karoğlu, Kadir Şişginoğlu ,Safa Bayar Yavuz, Bulent Yavuz Yilmaz ,Güler
Genç Erol, Ekrem Kutlu , Muzaffer Malkoc , Necati Seydi Ferahoğlu , Nurgül
Ferahoğlu) eserlerinden oluşuyor. Bu sergiyi ikinci bir on altı ile yeni bir sergi izleyecek. Bu projenin yürütücüsü Fulya Candaş Uyarlar.
Önümüzdeki yıllarda genç sanatçılara da kapılarını açacak bu yeni
mekan, iş dünyası ile sanat dünyasını
çok özel bir atmosferde bir araya
getirerek Türk resim sanatına önemli katkılar sağlayacak.
Aynı gün Ankara Kalesinde, Ankara’nın
gözde sanat mekanlarından
Emin Antik Sanat Merkezi kırk bir
Trabzonlu ve Karadenizli ressama ev
sahipliği yapacak. Çift sergiye imkan
veren salonları, müthiş Ankara manzarası, değerli antik koleksiyonu , özel yemekli toplantılara uygun cafesi bu
sergi ile birleşince
izleyenler eminim 41 kere
maşallah diyeceklerdir. İstanbul sergisinde de yer alan Ali Candaş, Süleyman Saim Tekcan,
Alaybey Karoğlu, Kadir Şişginoğlu , Bülent Yavuz Yilmaz ,Güler Genç Erol,
Necati Seydi Ferahoğlu , Nurgül Ferahoğlu ‘ndan başka Türk
resminin çok değerli isimleri Osman Akbay, Mustafa Ayaz, Aydın Ayan,
Şenol Yorozlu, Mustafa Salim Aktuğ
ve farklı kuşaklardan Trabzon’lu ressamlar ile Ordu’lu Önder
Aydın , Celalettin Tandoğdu’nun ,Giresun'lu Himmet Gümrah'ın eserleri de bu sergide yer
alacak.
Bu sergiler sürdükçe evrensel sanat kültürünün etkileri Trabzon’da
daha çok hissedilecek , Trabzon ön yargılı, bağnaz, kibirli
özgüvenini gelişen kültürel kimliğinin
içinden temizleyerek bölgede kuzey yıldızı gibi parlayacaktır diye
düşünüyorum. Şimdi sıra yolu İstanbul’a
ve Ankara’ya düşen Trabzonlularda. Bu sergileri kaçırmayın.