UTEF (Uluslararası Trabzon Edebiyat Festivali'nin ardından)
SONBAHAR SAĞANAĞINDA SANATIN SICAĞI
Kadir ŞİŞGİNOĞLU *
Ekim sonu, Kasım ortaları Trabzon’da, Karadeniz de doğa ayrı bir güzeldir. Doğa ilkbaharın ve yazın yeni yetme yeşilinden kurtulur. Olgunlaşır serpilir gelişir ve kızıl ile derin bir aşk yaşamaya başlar. Bu aşk yeşilden sarıya, kahverengiden turuncuya , kırmızıdan dumanlı yeşile bir çok renk armağan eder doğaya. Bu renkler açık güneşli havada görsel bir senfoni oluşturur.
Yer yer sürülmüş, kabarmış toprağın kahverengisi , ıslanmış kayaların parlak grisi ile buluşur . Bazen hiç umulmadık yerden çıkan bir sis bulutu bir duvak olur örter yüzünü doğanın . Bu mevsimde doğa kendine çağırır insanı. İzlediğiniz kısa anlarda bile bakışlarınızı tutsak alır.
Bu sene Ekim yağmurları erken düştü Trabzon’a …Biz pastırma yazı beklerken uzun , zaman zaman da sert yağan sonbahar yağmurları içimizi üşüttü. Dışarıda omuzlarımızı ısıtan güneşi, içeride dumanı tüten çayın sıcağını özledik. Arada bir güneş yüzünü gösterdi de kış mevsiminin melankolik isyanına dalmaktan kurtardı bizi.
Ekim ayında önce sonbahar yağmurlarının sonra da sanat yağmurlarının sağanağına yakalandıTrabzon. Sanatevi’nin düzenlediği 6.sanat günlerinin dokuz gün süren etkinliklerini zihninde sindirmeye fırsat bulamadan Uluslararası bir etkinliğin ismini duydu. UTEF (Uluslararası Trabzon Edebiyat Festivali)
Yer yer sürülmüş, kabarmış toprağın kahverengisi , ıslanmış kayaların parlak grisi ile buluşur . Bazen hiç umulmadık yerden çıkan bir sis bulutu bir duvak olur örter yüzünü doğanın . Bu mevsimde doğa kendine çağırır insanı. İzlediğiniz kısa anlarda bile bakışlarınızı tutsak alır.
Bu sene Ekim yağmurları erken düştü Trabzon’a …Biz pastırma yazı beklerken uzun , zaman zaman da sert yağan sonbahar yağmurları içimizi üşüttü. Dışarıda omuzlarımızı ısıtan güneşi, içeride dumanı tüten çayın sıcağını özledik. Arada bir güneş yüzünü gösterdi de kış mevsiminin melankolik isyanına dalmaktan kurtardı bizi.
Ekim ayında önce sonbahar yağmurlarının sonra da sanat yağmurlarının sağanağına yakalandıTrabzon. Sanatevi’nin düzenlediği 6.sanat günlerinin dokuz gün süren etkinliklerini zihninde sindirmeye fırsat bulamadan Uluslararası bir etkinliğin ismini duydu. UTEF (Uluslararası Trabzon Edebiyat Festivali)
Karadeniz
Yazarlar Birliği’nin düzenlediği
Trabzon’da konsolosluk düzeyinde
temsil edilen Rusya Federasyonu,
Gürcistan, İran , ev sahibi Trabzon
ve Türkiye’den çok sayıda yayıncı
,şair- yazarlar katıldı. Türk yazar
Peyami Safa, İranlı yazar Seyid Muhammed Hüseyin Behçet-Tebrizi
(Şehriyar), Gürcü yazar Nodar Dumbadze,
Rus yazar Aleksandre Puşkin'in anısına
adanan, danışmanlığını
yazar-sanat eleştirmeni Ümit Yaşar Gözüm’ün yaptığı festivalin konusu “tarih ve mekan” olarak
belirlenmişti.
20 Ekim Pazartesi
günü yapılan UTEF in açılışı için seçilen mekan restorasyonu yeni tamamlanan Alacahan’dı.”Tarih
ve ve mekan” ana teması ile yapılan
festivalin açılışına bu tarihi mekan
çok yakıştı. Festivalle birlikte
açılışı yapılan Alacahan’ın odalarının geleneksel el sanatlarının uygulama atölyelerine dönüştürülerek yaşayan etnografya müzesi gibi
hizmet verecek olması müze araştırmacısı olarak beni sevindiren bir
başka olaydı. Ana etkinlik mekanı olarak Trabzon Büyükşehir Belediyesi Hamamizade İhsan Bey Kültür Merkezi
salonlarının kullanıldığı festivale Akçaabat, Maçka, Tonya ilçeleri de ev sahipliği yaptı. Festivale üç
üniversitemiz KTÜ , Avrasya
Üniversitesi ve ATATÜRK Üniversitesi
destek verdi. Festival boyunca programda
belirtilen etkinlikler yapılırken
, katılımcılar için düzenlenen gezi lerde
sıcak paylaşımlar yaşandı.İran, Gürcü ve Rusya
Federasyonunu temsilen gelen yazarlarla kurulan diyaloglarda benzer
kültürel köklerden
beslendiğimizi, aynı kültür çanağına
kaşık salladığımızı görmenin mutluluğunu yaşadık.Rusya Federasyonu temsilcisi
iki yazarın (Leyla ve Abdullah) Osetya Özerk bölgesinden İnguş ve Balkar Türkü olması Balkar Türkü olan Abdullah’ın festivale
bir ay kala Türkçe öğrenmeye
başlaması ve Festivalin kapanış
konuşmasını Türkçe yapması köklerin
buluşması adına sıcak sürprizlerdi. Karşılıklı kültürel etkileşim, paylaşım eminim bundan sonra üretimlerimize ve hayata bakışımıza yeni katkılar sağlayacak.
Her biri kendi
alanında yetkin ürünler veren değerli şair-yazar , yayıncı, akademisyenler , bilim
ve
kültür insanları etkinliklerde
düşüncelerini ve ürünlerini
paylaştılar.Festival sonunda
herkes az veya
çok çıkınına bir şeyler atabildi.
Festivalin son gününde
yazdığım Müze Kültürü ve Eğitimi kitabımla ilgili olarak “Kent Kültüründe Müzelerin
Önemi” konulu bir konferans
verdim. Edebiyat dünyasında
yerini, yurdunu ve haddini bilen
bir ressam-akademisyen olarak
Trabzon’da ilk kez yapılan
Edebiyat Festivali'nin (sonucu nasıl olursa
olsun) başarılı geçmiş olduğunu söyleyebilirim. Trabzon şu an
bunun çok farkında
olmasa da ilk kez uluslar arası Edebiyat Festivali yaptı
ve kent belleğine olumlu bir iz bıraktı. Bunun başarılmasında Karadeniz Yazarlar
Birliği Derneği başkanı E.Ala Türkmen’in başkanlığında yönetim kurulunun özverili çabasının katkıları büyüktür.
Magazin kültürünün egemenliğinde giderek bilim-kültür-sanat toplumu olmaktan
uzaklaşması nedeni ile, ülkemiz ve toplumumuz adına
gelecek endişesini fazlaca
duyduğumuz bu günlerde,
salonların çoğunlukla boş
olması bile umutlarımızın
azalmasına yol açmadı, açmayacak…
Çünkü; sonbahar
yağmurları ile Ekim ayında
Trabzon’da toprak demini aldı. Baharda kültür tarlasında yeni
ürünler yeşerecek….Tüm emek
verenlere teşekkürler…..
*KTÜ Fatih Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü-Öğretim
Görevlisi