15 Eylül 2021 Çarşamba

 

TRABZON’DA RESTORASYONU TAMAMLANAN  “KIZLAR MANASTIRI” SANAT GALERİSİ VE YAŞAYAN MÜZEYE DÖNÜŞTÜRÜLDÜ

Kadir ŞİŞGİNOĞLU


Farklı çağlarda Trabzon’un bir kült  yeri olarak  dikkati çeken Boztepe sırtlarında, kente hakim bir yamaçta bulunan ‘Kızlar Manastırı’nın;  Komnenos Kralı III. Alexios döneminde 1349-1390 yılları arasında inşa edildiği tahmin ediliyor. Hristiyan Rahibelerin yetiştirildiği dini bir  merkez olması nedeni ile  “Kızlar Manastırı” olarak anılan  yapı, bir  çok kez  onarım ve eklentilerle 19.yüzyılda son şeklini almıştır. Uzun yıllar ilgisizlikten viraneye dönen manastır Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından dört yıldır sürdürülen restorasyon çalışmaları tamamlanarak mülkiyeti ve işletimi Trabzon Büyükşehir Belediyesine devredilmiştir.

Yüksek bir koruma duvarı ile çevrili Kızlar Manastırı içinde;  doğal mağaradan dönüştürülmüş bir kaya kilisesi, ayrıca Agios Konstantinos Kilisesi, şapel, misafirhane, çan kulesi,  anıt mezar, hamam  ve öğrenci hücreleri de bulunuyor. Manastırda en çok dikkati çeken bölüm ise Kaya Kilisesidir. Manastırın çekirdeğini oluşturan ve doğal bir mağaranın biçimlendirilmesiyle elde edildiği düşünülen Kaya Kilisesi’nin mevcut duvarı 19. yüzyılda yapılmıştır. Kilise içerisinde kayalardan sızan sulardan kaynaklanan ayazma yer alırken, kilisenin duvarları ve beşik tonozlu örtüsü frekslerle bezelidir. Kaya kilisesinde kitabeler, 3. Alexios'un eşi Theodora ve annesi Eirene'nin portreleri yer alıyor.

Trabzon Büyükşehir  Belediyesi tarafından  müze statüsünde işletilecek olan Kızlar Manastırının dört katlı misafirhane kısmı Sanat Galerisi olarak düzenlenmiş. Zaman içinde eklenecek kafe, müze shop ve diğer ünitelerle yaşayan tarihi bir kültür merkezine  dönüşecek olan Kızlar Manastırının açılışı 10 Eylül akşamı yapıldı. Pandemi nedeni ile sadece protokol ve katılımcı sanatçıların bulunduğu açılışta ünlü müzisyen Tuluyhan Uğurlu’nun coşkulu mini konseri ilgiyle izlendi. Sanat galerisinde ise Trabzon’da yaşayan ressamların “Trabzon’un Renkleri” isimli resim sergisi tarihi mekana renk kattı.

Cam ve çelik kontstrüksiyon kullanılarak çağdaş restorasyon ve arkeolojik sunum yöntemleri ile yeniden insanla buluşturulan yaklaşık altı yüzyıllık bu yapı, doğru kullanıldığında kültürel belleğimize yepyeni izler bırakacaktır. Bu değerli kültür mirasının  korunması adına emek verenlere şükran ve minnet borçluyuz.