TRABZON’DA
RESTORASYONU TAMAMLANAN “KIZLAR MANASTIRI” SANAT GALERİSİ VE
YAŞAYAN MÜZEYE DÖNÜŞTÜRÜLDÜ
Kadir ŞİŞGİNOĞLU
Farklı
çağlarda Trabzon’un bir kült yeri
olarak dikkati çeken Boztepe sırtlarında,
kente hakim bir yamaçta bulunan ‘Kızlar Manastırı’nın; Komnenos Kralı III. Alexios döneminde
1349-1390 yılları arasında inşa edildiği tahmin ediliyor. Hristiyan Rahibelerin
yetiştirildiği dini bir merkez olması
nedeni ile “Kızlar Manastırı” olarak
anılan yapı, bir çok kez
onarım ve eklentilerle 19.yüzyılda son şeklini almıştır. Uzun yıllar
ilgisizlikten viraneye dönen manastır Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından dört yıldır sürdürülen restorasyon
çalışmaları tamamlanarak mülkiyeti ve işletimi Trabzon Büyükşehir Belediyesine
devredilmiştir.
Yüksek bir
koruma duvarı ile çevrili Kızlar Manastırı içinde; doğal mağaradan dönüştürülmüş bir kaya
kilisesi, ayrıca Agios Konstantinos Kilisesi, şapel, misafirhane, çan
kulesi, anıt mezar, hamam ve öğrenci hücreleri de bulunuyor. Manastırda en çok dikkati çeken bölüm
ise Kaya Kilisesidir. Manastırın çekirdeğini oluşturan ve doğal bir mağaranın
biçimlendirilmesiyle elde edildiği düşünülen Kaya Kilisesi’nin mevcut duvarı
19. yüzyılda yapılmıştır. Kilise içerisinde kayalardan sızan sulardan
kaynaklanan ayazma yer alırken, kilisenin duvarları ve beşik tonozlu örtüsü frekslerle
bezelidir. Kaya kilisesinde kitabeler, 3. Alexios'un eşi Theodora ve annesi
Eirene'nin portreleri yer alıyor.
Trabzon Büyükşehir Belediyesi tarafından müze statüsünde işletilecek olan Kızlar
Manastırının dört katlı misafirhane kısmı Sanat Galerisi olarak düzenlenmiş.
Zaman içinde eklenecek kafe, müze shop ve diğer ünitelerle yaşayan tarihi bir
kültür merkezine dönüşecek olan Kızlar
Manastırının açılışı 10 Eylül akşamı yapıldı. Pandemi nedeni ile sadece
protokol ve katılımcı sanatçıların bulunduğu açılışta ünlü müzisyen Tuluyhan Uğurlu’nun
coşkulu mini konseri ilgiyle izlendi. Sanat galerisinde ise Trabzon’da yaşayan
ressamların “Trabzon’un Renkleri” isimli resim sergisi tarihi mekana renk
kattı.
Cam ve çelik
kontstrüksiyon kullanılarak çağdaş restorasyon ve arkeolojik sunum yöntemleri
ile yeniden insanla buluşturulan yaklaşık altı yüzyıllık bu yapı, doğru
kullanıldığında kültürel belleğimize yepyeni izler bırakacaktır. Bu değerli
kültür mirasının korunması adına emek
verenlere şükran ve minnet borçluyuz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder