3 Şubat 2018 Cumartesi

2. ADANA ULUSLARARASI  TÜRK DÜNYASI SANAT ÇALIŞTAYI  
ve  TÜRK  DÜNYASI SANAT  MÜZESİ ‘NE DOĞRU

Kadir  ŞİŞGİNOĞLU

 5393 sayılı  kanuna göre faaliyetlerini  sürdüren  yerel yönetimler (belediyeler) kentlerin fiziksel, sosyo-ekonomik ve kültürel anlamda gelişiminden sorumludurlar. Kent insanının ve kentsel yaşamın  bir sosyal düzen içerinde varlığını sürdürebilmesi  yerel  yönetimlerin görev, yetki ve sorumluluklarını ne kadar  yerine  getirebildiği ile yakından  ilgilidir. Yerel yönetimlerin  aldıkları  kararlar  ve bunların uygulamaları kent  insanını etkilediği  kadar, kent  kimliği  ve  kültürünü etkileme potansiyeline sahiptir.

Günümüz  belediyeciliği artık sadece kentin fiziki yapısını kentin  yönetim vizyonuna uygun  dönüşümü sağlayacak alt yapı  belediyeciliğinden farklı değerlendirilmelidir. Kentlerin  büyük oranda alt yapı  hizmetlerinin  tamamlanmış  olması, yerel yönetimleri  eğitim, bilim, kültür sanat , kentsel–tarihsel doku, doğal ve kentsel çevrenin korunması  gibi konularda sosyal ve kültürel birtakım işlevleri de üstlenme aşamasına getirmiştir. Belediyeler, kentteki günlük hayat akışı içerisinde, günün gereklerini yerine getirmeye çalışırken, bunu kentin geçmişine ait özellikleriyle kaynaştırarak yaptığı takdirde, kentin özgün dokusunu koruyarak insanlara kent bilinci kazandırabilir. Bunu sağlamanın  yolu yerel  yönetimlerin  bireyi  kent  içinde  katılımcı  yaşamaya  zorlamasıdır. Katılımcı yaşam; kültür-bilgi  farkındalığı ister.

Adını Uranus’un  oğlu  Adanus’ tan  veya  Hitit  belgelerindeki Uru Adania ‘dan (Adania Beldesi) geldiği düşünülen Adana; 4.000 yıllık tarihi  boyunca  bir  çok  uygarlığa  ev sahipliği  yapmıştır. Adana,        Abbasiler  zamanında  Maveraünnehir   yönünden  gelen Türk boyları ile   Türkleşmeye  başlar. Kent  merkezi  zaman  zaman el  değiştirmiş  olsa da, Çukurova  ve Toroslar Türklerin  daimi  yerleşim  alanıdır. Bunun  nedeni Orta Asya –Hazar yönünden  Anadolu’ya  yönelen  Türk  Boyları  göçünün hem  kuzeyden,  hem de  güneyden  Toroslara  yönelmesidir. Bu  canlı  göç  yolu  her türlü  etkilere  rağmen Orta  Asya  Türk  Kültürünün  en saf-en canlı izlerinin görüldüğü  yerdir. Toroslar üzerindeki yaşamını  sürdüren  Türkler  zaman  içinde  yerleşik hayatı  tercih etse de, halen göçerliği tercih  eden  topluluklar bulunmaktadır. Sarıkeçililer; kendi dünyalarını sırtlarında taşımaya devam eden bir Yörük aşiretinin son göçerleridir.

Ülkemizin  genelinde  olduğu  gibi, Adana’nın  kültürel-sanatsal anlamda  birikimleri  ile  orantılı gelişim potansiyeli gösterememiş  olması  düşündürücüdür. İki milyonluk nüfusun yaşadığı Adana  tarihsel geçmişinin ,  kültürel zenginliğinin  hak ettiği  kamuoyu ilgisinden  uzak  kalmıştır. Bu ilgiyi  oluşturmak için Adana Büyükşehir Belediyesi ilkini geçen yıl yaptığı  Uluslararası  Türk Dünyası Sanat  Çalıştayı’nın ikincisini 22-31 Ocak 2018 tarihleri  arasında  gerçekleştirdi. Türk Dünyasını  çevreleyen coğrafyanın otuz üç ülke ve Türk Yurdundan  doksan üç ressamın katıldığı çalıştay sanatın evrensel dilinin yarattığı barış mesajı ile  başladı, Türk Dünyası  sanatçılarının buluşmasının yarattığı yüksek düşünce enerjisi ile  sona erdi. Çalıştayda sadece resimler  yapılmadı. On üç  akademisyenin katıldığı  iki  farklı panel ve iki  konferansta   Türk Sanat Kültürüne   ilişkin konular  konuşuldu. Bu çalıştayın  entelektüel yönüyle sadece gezi ve  workshop’lardan oluşan  çalıştaylara bundan sonra  etkili  bir  model olacağını  düşünüyorum.

Adana  Büyükşehir  Belediye  Başkanı Sayın Hüseyin Sözlü’nün  mükemmel ev sahipliğinde, saygıdeğer eşleri  Zepnep Sözlü’nün genel  koordinatörlüğünde, kalabalık  bir  ekip çalışması  ile  gerçekleşen  Çalıştay, şimdiye  kadar “en kalabalık katılımcı ile  gerçekleşen  çalıştay” olmuştur.  En küçük  bir hoşnutsuzluğun oluşmasına  izin verilmeden, sanata ve sanatçıya saygının  esas  alındığı bu  kusursuz  organizasyonun  gerçekleşmesinde Prof. Dr. Birsen Çeken ve  Doç. Dr. Gültekin  Akengin ‘in titiz seçiliği,  programcılığı  ve  bitmek  bilmeyen enerjisinin  payı  çok  büyüktür.

Uluslararası Türk Dünyası Sanat  Çalıştayı’nın amacı  " Çukurova'nın doğal güzellikleri resmedilerek Adana'nın uluslararası düzeyde tanıtımına katkı sağlamaktır”  şeklinde  belirlenmiş  olsa da ; diğer  önemli iki  amacı Türk Dünyası  Sanatçılarını aynı  üretim  ortamında buluşmalarını  sağlamak, yapılan ve yapılacak  çalışmalardan  oluşacak  bir  koleksiyonu  “Sanat Müzesine”    dönüştürmektir.
“Kalabalık sayıda Türk Dünyası Sanatçılarını bir  araya  getiren  bu  çalıştayın  nihai  hedefi  bir  “Sanat Müzesi” olmalı, ismi de “Türk Dünyası Sanat  Müzesi” olmalıdır” şeklindeki önerimin çalıştay sanatçılarınca kabul görmesi, kapanış  konuşmasında  Sayın Belediye Başkanı Hüseyin  Sözlü tarafından isminin  böyle  açıklanması  beni  mutlu etmiştir. Sayın Başkanın, Değerli  eşlerinin ve ekibinin inanmışlığı bu  müzenin temellerinin  çok yakında atılacağı izlenimi  yaratmıştır. Bu müzenin  kurulması sıradan bir  yerel  yönetim  başarısı olmayacaktır. Türk Dünyası gibi  yüksek  bir  idealin ışığında,  aşağıda  açıkladığım  ilkeler  doğrultusunda kurulmuş  müze, Türk Halklarının barış ve kardeşlik dili geliştirmesine  hizmet edecek    “evrensel  bir kültür  başarısı”  olacaktır.
Türk Dünyası  kültürünün  en canlı izlerinin  görüldüğü Torosların eteğinde, Türk Kültürünün çağdaş  yorumu olabilecek  mimari  tasarımı ile kurulmuş bu  ikonik  müze;   Türk Dünyası  Sanatçılarının  yaratıcılıklarının sergilendiği  bir  müze  olarak ,Türk Dünyası  ortak kültürel  belleğinin  görsel-sanatsal  imgelerinin  gelecek  kuşaklara  bırakılacağı önemli  bir  kültür  mirası  kimliğini taşıyacaktır. Araştırmaları,  çalışmaları ile Türk Kültürünün  görsel imgelerini  genç kuşaklara  tanıtmak, Türk Dünyası  Sanatçılarının yeni  yaratımlarına esin vermek , geçmiş ve geleneğin etkileşimi ile oluşan  “Çağdaş Türk Sanatını”  dünyaya tanıtmak bu  müzenin  ana  hedefleri  olmalıdır.

On günlük  yoğun  gezi-panel-konferans programlarına  rağmen  en güzel -en fazla  eserini  yapmak  için kendisi  ile  yarışan ressamlar iki yüz elliye  yakın eser  ürettiler. Her sanatçıdan  birer  eserin  alındığı Çalıştay Sergisi  75.yıl Sanat Galerisinin muhteşem bir  kalabalığının coşkulu atmosferinde açıldı. Çalıştay aynı gece nezih  bir  ortamda  düzenlenen gala  yemeği  ve  kapanış  töreni ile  sona erdi.

Konuk sanatçıların  havalimanında karşılanıp oteline  yerleştirilmesine, gezi – panel-yemek -ulaşım  programlarının uygulanmasından, salon ve çalışma  alanlarının  belirlenmesine, çeviri-rehberlik hizmetlerinin gerçekleştirilmesinden  son gün  misafirlerin  hediyeleri  verilerek havalimanından  uğurlanmasına, çalıştay süresince  sanatçıların sigortalanması  ve  bitiminde  bırakılan eserler  karşılığında  önemli miktarda  bir telif’in ödenmesine kadar ince ince  düşünülmüş bu organizasyonun  içinde  yer almaktan onur duydum. Kendi adıma , sanatçı dostlarım  adına tüm emek  verenlere  gönülden  teşekkür  ediyor, çalıştayın  amaçlarının gerçekleşmesini  diliyorum.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder