2 Aralık 2013 Pazartesi

ÇOCUĞUN RESİM DÜNYASI VE SANAT EĞİTİMİ
Öğr. Gör. Kadir ŞİŞGİNOĞLU 

Resimler  küçük öğrencim  ERVA GÜL'e aittir

Biyolojik bir varlık olduğu kadar, ruhsal bir varlık olarak da dünyaya gelen çocuk; hem biyolojik hem de ruhsal yönden gereksinimleri karşılandığı oranda yaşama bağlıdır.Yaşama bağlanma sürecinde ailesinin ve yakın çevresinin ona sunduğu koşulları, doğuştan getirdiği öz yetileriyle birleştirerek yaşam bağlarını güçlendirir. Çocuk kendini çevreleyen gerçekliği algılayıp tanırken, iletişim kurarak kişiliğinin dinamiklerini oluşturmaya başlar. Böylelikle savunmasız, korunmaya muhtaç bebek; büyüyen, gelişen çocuk bireye dönüşür.

Çocuğun her biyolojik evresi ruhsal değişimleri de içerir. Çocuğun yürümeye başlamasıyla iletişim zenginliği de yaşanır. Bu dönemle birlikte güçlü iletişim isteği, algı zenginlikleri ile birleşerek çocuğun sosyal ve bireysel donanımlarını artırır. Kendini ifade edebilme becerileri gelişmeye başlar. Çocuğun kendini ifade edebilme becerilerinin ve ilgi alanlarının ip uçlarını elde eden aile onunla ilgili eğitim etkinliklerini de planlamaya başlar. Bu dönemde çocuğun ruhsal beslenme kaynaklarından en önemlisi oyundur. Oyunla birlikte çocuk yoğun olarak kendini ifade süreçleri yaşar. Oyun, çocuğun beden, dil ve zihinsel yetilerinin bütün süreçlerini kullandığı evrendir. Bu nedenle oyun çocuğun ilk yaratıcı tasarımıdır. Bu tasarımda üç boyutlu nesnel kurgu (inşa), iki boyutlu imgesel kurgu (resim) vardır. Bu dönemde, çocuğun sosyalleşme eğitiminde önemli rolü olan oyun, aynı zamanda çocuğun sanat eğitimi ve estetik eğitimi içinde etkinliği yüksek bir güçtür. Çocuğun oyun evreni içindeki başarı durumu kişiliğini güçlendiren, yaratıcılığını geliştiren bir etki yaratır.

Sağlıklı kişilik gelişimi için yaratıcılık çok önemli bir unsurdur. İletişim ve kendini ifade etme sürecinde çocuğun yaratıcı çözümleri başarı ve özgüven duygusunun gelişimine neden olur. Başarı ve özgüven gücü çocuğun yaşamındaki her türlü etkinlik alanını olumlu etkiler. Öz güveni gelişmiş, başarı duygusunu tatmış çocuk, bir sosyal varlık olarak başka insanlarla karşılıklı sevgi, saygı ve anlayış içinde yeni ilişkiler geliştirir. Çocuk bu yeni ilişkileri ile sorumluluk alma, kendini tanıma, yönetme, yönlendirme, gerçekleştirme, değerlendirme yetilerini kazandıracak bilgi ve becerileri kazanır. Bu becerilerin kazanılmasında oyun ve sosyal ilişkiler kadar sanat eğitimi (resim eğitimi) de etkili olur.

Piaget'e göre; resim yapmak çocuk için simgesel bir oyundur. Çocuğun bu oyunda ortaya koyduğu şey duygusal ve düşünsel yaşamıyla ilgili imgelerdir. Sanat eğitimi çocukların özgüvenini kazanmada katkıda bulunan ve yaratıcılığını geliştiren bir eğitimdir. Çocuğun gelişiminde resim eğitimi, eğitimin en az diğer süreçleri kadar önemlidir. Resim-tasarım-uygulama sürecinde çocuk kısa zaman içerisinde "göz ile düşünme" yetisi kazanır. Çocuk çizerek, boyayarak, kurgulayıp inşa ederek çevresinde tekil olarak pek anlam ifade etmeyen nesne ve imgelerden anlamlı bir bütün oluşturur. Bu süreçte çocuk, etkin seçme tercihini kullanır, yorumlar ve biçimlendirir.

Montessori'ye göre çocuk için önemli olan kişilik gelişimidir. Kendi öz kaynakları ile yabancı, karmaşık dünya ile başa çıkma becerisini geliştirmeye gereksinimi vardır. Duyuları yoluyla kendisi için öğrenmek, görmek ve yapmak ister. Çocuk bunları dünya ile uyum içerisinde başardığında tam bir kişi ( birey) olmaya başlar. İşte o zaman eğitilmiştir.

Çocuğun resim eğitimi sürecinde kendi içselliğini öykünmesiz olarak anlatabilmesine olanak sağlayacak koşulların hazırlanması gerekir. Bu koşullar aile içinde anne baba, okulda ise öğretmen tarafından oluşturulur. Ülkemizde sanat eğitimi alanında yaşanan sorunlar genel eğitim sistemi içinde yaşanan sorunlardan ayrı düşünülemez. Ezberci eğitim sistemi, kendi zihinsel ve plastik süreçlerini tam olarak yaşamasına, oluşturmasına izin vermediği için çocuğu imge yaratımında dışa bağımlı kılar.

Sınav odaklı eğitim sistemimiz içinde çocuğun kişiliğinin güçlendirilmesi, kendini ifade edebilme beceri ve yeteneklerinin geliştirilmesi çok önemli değildir. Eğitimdeki başarı sınav başarısı ile ölçülür olmuştur. Sınav başarısına giden yolda çocuğun içsel farklılıkları, yaratıcılıkları ve becerileri göz ardı edilmektedir. Bu nedenle çocuğun kendini ifade etme becerileri gelişememektedir. Duyguları ve duygusal çatışmaları dışa yansıtılamadığı için içsel gerilim tetiklenmektedir. Sevgiye, güvene dayanmayan eğitim etkinlikleri okullardaki şiddet birikimini artırmaktadır.
 

Okulların sanat eğitiminde yarattığı bu boşluk bilinçli aileler tarafından fark edilmeye başlanmıştır. Bu aileler çocuklarının içsel donatılarını zenginleştirmek, okul ve başarı baskısından kurtulmalarını sağlamak için özel kursları, etüt merkezlerini, sanat eğitim merkezlerini çözüm olarak görmektedirler. Buralarda yetenek geliştirici, kişilik güçlendirici ve sanatla sosyal terapi etkinlikleri ile çocuklarının kendi hayatları ile olan bağlarını güçlendirmeyi düşünmektedirler. Ancak birçoğu ticari kaygılarla açılmış, yeterli alt yapısı ve birikimi olmayan kuruluşlar, çocuğun sanat eğitiminde bulunduğu durumu ve neye gereksinimi olduğunu bilmeyen eğiticiler bu alanda yeni sorunların oluşmasına da neden olabilmektedir.

Sanat eğitimi ilkeli ve düzenli olduğunda çocukta istenen olumlu değişim gerçekleşebilir. Birçok aile ve öğretmen resim yarışmalarında başarı (ödül) beklentisi içindedir. Bu beklenti çocuğun resim eğitimi sürecini ailelerin ve öğretmenlerin beklentilerine uygun resim yapma sürecine dönüştürmüştür. Bu beklenti bir süre sonra çocuklarda bıkkınlığa, resim küskünlüğüne neden olmaktadır.

Resim eğitiminde asıl hedef, çocuğun özgün imge yaratmasını kolaylaştırmak ve hızlandırmaktır. Özgün imge yaratma cesareti oluşan, yarattığı özgün imgelerle görsel belleği güçlenen çocukların bu alandaki başarısı dil ve zihinsel gelişimine olumlu yansıyacaktır. Görsel belleğin dolu olması görsel uyarıcıların daha çabuk algılanmasını dolayısı ile görsel okur yazarlığı artırır. Özgün imge yaratım süreci çocuğun dış dünyayı, daha etkin ve farklı görmesini ve tanımasını sağlar. İlkeli ve düzenli bir resim eğitimi süreci yaşamış, özgün imge yaratabilme başarısını göstermiş çocuklar, artan özgüvenleri ile kendisini kuşatan sosyal ve fiziksel dünyayı daha güçlü bir kimlikle kavrayabilecektir.

1 yorum:

  1. Genel eğitim içinde "çocuğun sanat eğitimi" kesinlikle ihmal edilmemelidir. Böyle bilgilere çok ihtiyacımız var .Paylaşan arkadaşlara teşekkürler. Her fırsatta çevremizi uyarmalı ,cocuklarımızı geleceğimize hazırlamalıyız.

    YanıtlaSil