TRABZON ÖZEL BİR MÜZEYE KAVUŞTU
"TİCARET VE SANAYİ ODASI ÖZEL İPEKYOLU MÜZESİ"
Kadir ŞİŞGİNOĞLU*
"TİCARET VE SANAYİ ODASI ÖZEL İPEKYOLU MÜZESİ"
Kadir ŞİŞGİNOĞLU*

Bir insan yaşamı için tüm algılarının ve yargılarının depolandığı bellek ne kadar gerekli ise; kent için de bellek o kadar önemli ve gereklidir.
Müzeler kent belleğinin vitrinidir.
Kent belleği kentin
tarihi,mimarisi,caddeleri, sokakları, parkları, meydanları doğal ve yapay çevresi, silueti, gelenekleri,
inançları, değerleri, şarkıları, türküleri, masalları, sanat eserleri,
sanatçıları, o kente değer katmış canlı cansız varlıkların bütünüdür.Kısaca kente ruh veren her şeydir.
Kent yaşamında
zamanla kent belleğini oluşturan
unsurların bazıları körelmeye
başlayabilir. Yok olma
tehlikesi olan bu kültür
dinamiklerinin koruma altına alınması, sonraki kuşaklara kent belleğine yaptığı katkının gösterilmesi
gerekir.Bunun en iyi yapılabileceği yerler müzelerdir.
Çünkü müzeler; geçmiş toplumların kültür varlıklarını, tarihi eserlerini,arkeolojik eserlerini ve sanat eserlerini araştıran, bulan, koruyan bunları toplumu bilinçlendirmek için sergileyen (kar amacı gütmeyen) kuruluşlardır.
Çünkü müzeler; geçmiş toplumların kültür varlıklarını, tarihi eserlerini,arkeolojik eserlerini ve sanat eserlerini araştıran, bulan, koruyan bunları toplumu bilinçlendirmek için sergileyen (kar amacı gütmeyen) kuruluşlardır.
Kent kültürünün en iyi görünebileceği yerler Kent
Müzeleridir.
Bir kent ne kadar çok müzeye sahipse belleği o kadar sağlıklı demektir. Belleği travma yaşamış kentlerde tarih ve kültür bilinci gelişemez.
Bir kent ne kadar çok müzeye sahipse belleği o kadar sağlıklı demektir. Belleği travma yaşamış kentlerde tarih ve kültür bilinci gelişemez.
Yaklaşık sekiz bin yılla
tarihlenen Trabzon farklı uygarlıklara ev sahipliği yapmış olmasına karşın bu
uygarlıklardan ne kaldı diye
sorduğumuzda Roma uygarlığına kadar
somut olarak gösterebileceğimiz
bir eser yoktur. Küçük Ayvasıl kilisesinin giriş kapısı üstündeki Rölyef ile Trabzon Müzesindeki Hermes heykeli dışında Roma kültürü ile bir bağ
kuramazsınız.Bizansa dair kale ve sur kalıntıları, Comnenoslara dair
Ayasofya’yı ,bu günkü Ortahisar camiini
çıkarırsanız gördüklerimiz Osmanlı yapılarından geriye
kalanlardır.Taşınır kültür varlığı
açısından ise bu kentte anılan uygarlıklara
ait buluntular bir kaçı geçmez.O
zaman sıkça söylenen "Trabzon bir tarih, kültür ve sanat kentidir" sözünün içi boştur. Bu görünümü ile kimse kusura bakmasın Trabzon bir
tarih kültür ve sanat kenti değildir.Yarım
yamalak bir müzesi olan kentten tarih ve kültür kenti olmaz.Trabzon müze fakiri bir kenttir.Müzeleri olmayan
bir kentin geçmişe dair
göstereceği bir şeyi
yoktur. Müzesizlik Trabzon’un ve
Trabzon’u yönetenlerin ayıbıdır.
Bu ayıptan ilk
kurtulan Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası
olmuştur.Fotoğraf sanatçısı Coşkun Kulaksızoğlu’nun 1963 yılından beri biriktirdiği en eskisi
yedi yüz, en yenisi iki yüz yıllık) yaklaşık üç yüz
parçadan oluşan koleksiyon Ticaret
ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu tarafından satın alınmış, Yönetim Kurulu Başkanı
Sayın Suat Hacısalihoğlu’nun ısrarlı ve
kararlı tutumları ile müzeye dönüştürülmüştür.
İçinde Fatih Sultan Mehmet'in hocasının kitabının da olduğu çok değerli el yazmaları, yazı takımları, Trabzon eyalet mührü, 13.yüzyıl Selçuklu mühürünün bulunduğu mühürler,tekstil
ürünleri, cam ve madeni eşyalar, kılıç ve kamalardan oluşan koleksiyonun
bir bölümü TTSO nın Molozdaki binasının
giriş katındaki salona yerleştirilerek “Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası Özel
İpekyolu Müzesi “ adı verildi.Bu
koleksiyonun Trabzon’da kalması için TTSO nezdinde girişimde
bulunan Mimarlar Odası Eski Başkanı Bekir Gerçek’in katkısı çok büyüktür.(Coşkun
Kulaksızoğlu tarafından belirtilmiştir)
25.12.2014 günü saat 18:00 de açılan müze yarından itibaren ziyaretçileri bekliyor olacak.Açılışta Trabzon Valisi Abdil
Celil Öz, Büyükşehir Belediye Başkanı
Dr.Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu, Türkiye Odalar Borsalar Birliği Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu, KTÜ Rektörü Prof.Dr.Süleyman Baykal, kent yöneticileri ve işadamları ve çok
sayıda davetli ve basın mensubu
katıldı.
Bu küçük Butik Müze
TTSO na önemli bir prestij
kazandırdığı gibi Trabzon’un
marka değerini artıracaktır.Geçmişinden
hızla kopan Trabzon’un geçmişine dair kültür varlıklarını kent insanına
sunabilmesi kent kültürünün devamlılığı açısından
önemlidir.Bu atılan küçük
adımın işe yarayabilmesi
için bu müzenin
yaşayan müze olması
gerekir.Koleksiyonunu yenileyebilmesi, müze ile kent insanı arasında bağ kurması gerekir.
Eylul başından beri tanık
olduğum bu çalışmaların sonucunu görmekten bir müze
araştırmacısı ve bir müze tutkunu
olarak çok mutlu oldum.Trabzon’u bir ayıptan
kurtardıkları için TTSO yönetim kurulunu ve inatla, sabırla
müze çalışmalarını yönlendiren Sayın
Başkan Suat Hacısalihoğlu’nu ve ona destek verenleri yürekten kutluyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder