MÜZESİNİ DÜŞLEYEN SERGİ
“YOLU TRABZON’DAN GEÇEN SANATÇILAR SERGİSİ-2”
Öğr.Gör.KadirŞİŞGİNOĞLU KTÜ Fatih Eğitim Fakültesi
Kentler; insanın kendisi için
tasarladığı,tarihsel süreç içinde fiziksel, sosyal ve kültürel katmanların üst
üste harmanlandığı senteze
dayalı mekanlardır. Bu
katmanların sentezini iyi oluşturan
kentler kültürel sürekliliğini
sağlayabilir. “Kültürel süreklilik”
kentlerin varlığı için temel koşuldur. Çünkü; kültür olmadan kent olmaz, kent olmadan da kültür
olmaz. Bunu belkide en iyi anlatan
“testide ne varsa dışarıya o sızar” diyen Mevlana’dır. Altı bin yıllık
kültürel birikime sahip Trabzon, kültürel
mirasını iyi değerlendiremediği
için kültürel ve kentsel belleğini hızla
eritmektedir. Yani Trabzon’da Kültür testisi çatlamış, dağılma riski
yaşamaktadır.
Kentlilik bilinci içinde yaşamını
sürdüremeyenlerin kentte kültür üreten enerji odaklarını beslemesi, kent belleği
ve kültürünü canlı tutması olanaklı değildir.
Kentlerin kültürel varlığı farklı alanlardaki
kültürel birikimlerinin görünür olmasına bağlıdır. Birikimlerin farkında
olan kentli insan etkilenir,
sorgular ve yeni değerler yaratır.
Etkilenmeye en çok da sanatçıların gereksinimi vardır. Kültürel birikimlerin en
iyi görünebileceği mekanlar müzelerdir. Müzeler toplumsal kültürün vitrinidir.
Trabzon Altı bin yıllık tarihsel ve kültürel birikimi ile oransız bir müze
fakirliği yaşamaktadır. Bu gün sahip olduğu düşünülen kültürel birikimlerini
yok olmadan gelecek kuşaklara
aktarılabilmesi için yayla ve
kırsal alanlarda ekomüzelerden-tarım
müzelerine, deniz müzesinden –etnoğrafya müzesine, fındık-tütün
müzesinden-Karadeniz mutfağı ve beslenme müzesine, arkeoloji ve tarih
müzelerinden-kent müzelerine, kadın müzesinden-çocuk müzesine, karikatür ve
mizah müzesinden-müzik müzesine, spor müzesinden-sinema ve fotoğraf müzesine,
bakırcılık, mum, bıçak, silah, ticaret müzesinden-bilim -teknoloji –eğitim
müzesine, basın, tiyatro, edebiyat müzesinden-doğa tarihi müzesine
varıncaya kadar otuza yakın müzesinin
kurulmuş olması gerekirdi.
Sarp sınırının diğer tarafında küçücük bir
kent olan Batum’un bile
güçlü kurumsal kimliği, iyi işleyen
yapıları ile tarih, arkeoloji ve
sanat alanında sekiz müzesinin olduğu
düşünülürse Trabzon’un müze kültürü yaratmak konusunda ne kadar geç kaldığı
ortaya çıkar. Müze kültürünüz yoksa kentte kültür üretecek enerji santraliniz de
yok demektir. Özellikle de “kültür sanat kenti
ve çok sayıda sanatçıya sahip
olmakla övünen bir kentte” sanat müzesinin olmaması öncelikle bu kenti
yönetenlerin, daha sonra da sanatın içinde olup, kentin sanat kültürünün
gelişmesinde sorumluluk üstlenmeden , müze oluşumuna destek vermeden, üç -beş eser satmak için
işadamlarının, siyasetçilerin, yerel yöneticilerin etrafında dolanıp, bu kentte yaşayıp giden
sanatçıların ayıbıdır. Üstelik kurulması en kolay müze Sanat Müzesidir. Çünkü
çok sayıda sanatçıyı İstanbul Beşiktaş MKM
Çağdaş Sanat Galerisinde üç yılda iki
büyük sergi ile bir araya getiren TAMEV (Trabzon Araştırmaları Vakfı)
ile ,onlara müze kurma konusunda her şeyleri
ile gönülden destek olan, İstanbul’da
faaliyetlerini sürdüren TİAB (Trabzon İşadamları ve Bürokratları
Derneği) ,Türk Resim sanatının önemli ismi Dünyanın ve Türkiye’nin Grafik
Sanatlar alanında sayılı yaşayan müzelerinden İMOGA’nın kurucusu Trabzonlu
sanatçı Süleyman Saim Tekcan ve
Trabzonlu ve Trabzon’a gönül
vermiş bir çok sanatçı varken…
Yirmi bir yıldan beri bu kentte
öğretim üyesi-sanat eğitimcisi-ressam olarak
yaşıyorum. Son on yıldan beri de müzeci-müze yazarı kimliğimle Trabzon’da müze
platformu oluşturup, kamuoyunu müzeye hazırlayıp, yerel ve genel
yönetimler ile koleksiyon sahiplerini
müzeciliğe özendirmeye çalışıyorum. Trabzon, Çorum, Kuşadası, Isparta
(Yalvaç-Yenişarbademli), Gaziantep, Konya, Bartın, Eskişehir de
sanat müzesi çalıştaylarına katıldım. Eserlerimle birlikte yirmiye yakın
konferanslar verdim. Bu çabalar geç de olsa ürün vermeye başladı.2010 yılında
Trabzon Belediye Başkanlığının isteği
üzerine Trabzon Sanat Müzesi için Zağnos Vadisinde yapılmış bulunan Zağnos
Kültür Sarayının Sanat Müzesine dönüştürülmesi için bir proje hazırlayarak
Belediye Başkanlığına sundum. Aynı yapıya Kültür Müdürlüğü’nün Edebiyat Müzesi
yapmak üzere talip olması üzerine proje bekletildi. Daha sonrada önceliği
düşürüldü. Asıl hedefim olan Trabzon
Sanat Müzesi henüz kurulamamış olsa da; Trabzon’da kurum ve şahıs
koleksiyonlarının müzelere dönüştüğünü
görmeye başladık. Kısmi
katkılarımızla Coşkun Kulaksızoğlu’nun tarihsel ve manevi değeri yüksek eserlerden
oluşan koleksiyonunun bir kısmı Trabzon TSO tarafından satın alınarak Oda binasının giriş katında İpekyolu Müzesi olarak hizmete açıldı. Ortahisar Belediyesi Atila Bölükbaşı ve Veysel Usta’nın yedi bin kadar tarihi belge ve fotoğraf ve objeden oluşan koleksiyonunu Hafza Sultan
Konağında Trabzon Tarih Müzesine dönüştürdü. Trabzon Büyükşehir Belediyesi Kent Müzesi
çalışmaları yakında sona erecek ve
açılacak. Müze bürokrasisinin yıldırıcı zorluğuna rağmen
bunu yakında yeni müzeler izleyecek. Er
ya da geç Trabzonda Sanat Müzesi açılacak….Buna inanıyorum çünkü Müze Kurma
hayalini sürekli canlı tutan İstanbul Trabzonluları var. Trabzon’da az sayıda olsak da müze tutkunu olan bizler varız. Trabzon’u yönetenlerin
de eninde sonunda uyması gerektiği “evrensel kentleşme kültürü ilkeleri” var. Bu ilkeler sahilini doldurarak insanı denizden koparıp, dolgu alanlarını kültürel mekan diye
köftecilere teslim edilmesini asla önermiyor. Hiç değilse o kadar yanlışın
içinde bir tane doğru olarak
dolgu alanlarında çok özel tasarımla bir sanat müzesi yapılabilirdi.
TAMEV Vakfı ”Yolu Trabzon’dan Geçen Sanatçılar Sergisi -2”yi büyük bir özveri ve profesyonellikle düzenledi.
Eserlerin toplanması ,taşınması, sergileme bitimine kadar sigortalanması,
mekanın seçimi , biraz sıkışık ve eser seçiminde biraz töleranslı olmasına rağmen sergi düzeni, açılış
kokteyli, sergi için hazırlanan 250 sayfalık katalog-kitap tam anlamıyla büyük
ve titiz bir organizasyon gerektiren çalışmanın ürünüydü. Serginin bir
bölümünde Süleyman Saim Tekcan’ın-IMOGA’sının, Mustafa Ayaz Müzesinin,
Sunay Akın Oyuncak Müzesinin ve Trabzon’da görev yaptığı süre içinde resim sanatını çok sevdiren, akademiye çok
sayıda öğrenci kazandıran Kayıhan
Keskinok Vakfı Müzesi nin tanıtımının yapılması, amacı müze olan bu sergiye çok
yakıştı.
Başta TAMEV Yönetim Kurulunu,
Sergi Organizasyonu ve sekreteryası için güler yüzlü Meral Bostancıyı, Sergi
Koordinatörü, Danışmanı Süleyman Saim Tekcan Hocamızı, katalogdaki yazısı için
Prof. Aydın Ayan Hocamızı, TİAB Yönetim Kurulu ve Başkanını , bu çalışma
için emek ve destek veren herkesi kutlamak gerekir. Trabzon tanıtımı için bir etkinlik
yapılacağı zaman hemen Trabzon doğumluları arayanları düşünürsek TAMEV
Vakfı’nın doğru bir tercih ve vefa örneği göstererek “Yolu Trabzon’dan
Geçen” bütün sanatçıları bu sergiye davet
etmesi takdire değerdir. Müze kurma hayali ile ikincisi düzenlenen bu görkemli serginin açılışında herkes vardı. Eski
bakanlardan, rektörlerden, Beşiktaş ve Beylikdüzü Belediye Başkanları , sanat dostları ve sanatçılar.
Trabzon Valisi, Belediye Başkanı da keşke olsalardı diye gönlümüzden geçti.
Kimbilir belki de programları uygun
değildi. Ama; bizzat önemini hatırlatıp, davet ettiğim İl Kültür Müdürü mutlaka olmalıydı. İzmir
Turizm Fuarında olacağını, gelmek için çaba göstereceğini samimi olarak dile
getirdi. Yeni atanan Kültür Müdürümüzün
özellikle müzeler konusunda ciddi çalışmalar yapacağı inancındayım.
Bu çabaların sonuç vermesi için akılcı ve
bilimsel hareket etmek, işbirliği içinde
olmak önemlidir. Sadece hayalle, sadece sözle müze kurulması mümkün değildir. Bugün
müzecilik bir bilimdir. Müzeoloji olarak bilinen bu bilimin gereklerinin yerine getirilmesinde duygusal yandaşlığın,
mikro milliyetçiliğin, rant ve çıkar sağlamanın yeri olamaz. Bilim; aklın ve evrensel kültürün ilkelerinin uygulanmasını zorunlu kılar. Bu
konuda gözetilebilecek tek çıkar ve hedef “Trabzon’un evrensel Kültüre katkı
yapabilecek değer ve
zenginliklerinin ortaya çıkarılması ve
Trabzon’da yaşayanların kentlilik bilincini yükselterek , estetik ve yaratıcı
yeteneklerinin geliştirilmesi”
olmalıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder