HUKUKUN CİNNET
GEÇİRDİĞİ ÜLKEDE HİTİTLER’İ VE
HUKUK SİSTEMİNİ ANLAMAK
Kadir
ŞİŞGİNOĞLU*
İnsanın kendi çevresinde güven
duyarak yaşayabileceği bir
düzen kurma isteğinden kaynaklanan
hukuk; hak ve adalet kavramına dayanır. Zaten
“hukuk” Arapça “hak” kelimesinin çoğuludur. Hukukun amacı ve
işlevi toplumsal düzeni, güvenliği, barışı , özgürlüğü,
eşitliği sağlama ve adaleti
gerçekleştirme olarak sıralanabilir.
İlk
yazılı hukuk metinleri Sümerler’de
ortaya çıkmıştır. Bu nedenle
Sümerler’e dünyadaki ilk Hukuk devleti denebilir. “Devlet
otoritesini korunma” isteğinin hukuk
kurallarının ortaya çıkmasında rolü büyüktür. Lagaş Kralı Urukagine tarafından oluşturulan ilk yazılı kanunlar "fidye ve bedel"
sistemine dayanıyordu.
Anadolu’da
ilk hukuk devletini kuranlar ise Hititler’dir. Yerel halk olarak Hattiler’in yaşadığı Anadolu’ya Kafkaslar
üzerinden gelen Hititler, Hint -Avrupa kökenli bir halktır. O
günün Anadolu coğrafyası
Hatti Ülkesi anılıyordu. Hititler bile kendi yaşadıkları
ülkeden “Hatti Ülkesi” diye söz
etmişlerdir. Zaman içerisinde bu
coğrafyada yerleşen Hititler Kral
Labarna’nın öncülüğünde genişleyerek güçlü bir
devlet olma yolunda ilerlemişlerdir. Başkentin Hattuşa‘ya taşınmasından sonra Hattuşili, Mursili,
Telipinu gibi krallar hüküm sürmüştür. (MÖ 1460-1190 ) Tuthaliya dönemine gelindiğinde Hitit Krallığı "Büyük
Krallık" dönemi olarak adlandırılır. Hurri-mitanni Devleti'nden sonra bu
dönemde Anadolu'daki en büyük siyasi güç Hitit Krallığı'dır. Anadolu’nun
nerede ise tamamı ile Suriye Hititler’in yönetimindedir. Hititler artık o dönemde tarihin bir diğer
süper gücü olan Mısır ile komşu olmuştur.
Hititler,
Anadolu'nun o dönemdeki kültür mozaiğini oluşturan yerel krallıkların ve beyliklerin
Tanrılarını benimsemiş, çok geniş bir
panteon yaratmıştır. Bu yüzden tabletlerde "Hatti Ülkesi'nin bin
tanrısı" deyimi geçer. Hititler’in güçlü devlet yapısını sağlayan iki etken vardır. Birincisi güçlü ve savaşçı bir
ordu. İkincisi ise; dini inanç temeline
dayanan hukuk sistemidir.
Hitit Hukuku, çağının çok ilerisinde kabul
edilmektedir. Hititler, hukukun temeli
olarak gördükleri hak ve adalet fikrinin anlamını erken zamanlarda kavramışiar, hak ve adaleti güneş ile
sembolleştirmişlerdir. Arinna’nın güneş tanrısı hak ve adaletin koruyucusu
olarak görülmüştür.
Ekrem Akurgal’a göre (1995) ; Hattuşa’ya bir günlük mesafede diye belirtilen Hititlerin kutsal kenti Arinna bugünkü Alacahöyüktür. Hitit Tanrıçası , Hattiler’de “Vuruşemu”, Hurrilerde “Hepat” diye adlandırılmış tanrıçadır. Hititlerde “Arinna’nın güneş tanrıçası”, geç Hititlerde “Kupaba” olarak da geçmiştir. (Kybele de büyük olasılıkla aynı inancın devamıdır). Ana tanrıça özelliği taşıyan Arinna’nın güneş tanrıçası devletin ,orduların, tabiatın , insanların ve hukukun koruyucusudur.
Resim-1 Çoğumuzun yakından bildiği bu güneş kursu Hattiler’den beri güneş tanrısının, aynı zamanda devletin sembolüdür.
Resim-1 Çoğumuzun yakından bildiği bu güneş kursu Hattiler’den beri güneş tanrısının, aynı zamanda devletin sembolüdür.
Hitit arşivlerinden (çivi yazılı tabletlerde yer alan kanunlar, mahkeme zabıtları, ticari
senetlerden) elde edilen bilgilere göre; köle dahil olmak üzere, herkesin
mülkiyet hakkı vardır . Doğa, bitkiler, hayvanlar, ziraat (tarım), sular,
insanlar, köleler yasalarla koruma
altındadır. Bu kanunları yazılı hale getiren kralın, Alluwanda olduğu ileri
sürülmüş, tabletlere yazılmıştır. Arşivciliği ve belgeciliği çok
iyi bilen Hititler her olayı dört
kopya tablet haline getirmişlerdir.Bir tablette borç senedi için şu ifade
kullanılmıştır.”biri borçluya, biri
alacaklıya, biri krala, diğeri toprağa (yani tanrıya)” dır.
Aile Hukuku, Veraset Hukuku, Ceza
Hukuku ve Devletler Hukuku başlıkları ile
inceleyebileceğimiz Hitit Hukuk sistemi; kısas ilkesine değil, tazmin
(tazminat-bedel ödeme) ilkesine dayanır. Yasa koyucu, aynı zarara başkasının da uğraması
değil, hak sahibinin uğradığı zararın giderilmesi, eski durumuna getirme ve
yerine koyma ilkelerini benimsemiştir.
Hitit Aile Hukuku’nda aile pederşahidir, kadın satın alınır,
damat kuşata denilen
başlık parası öder, erkek vazgeçerse kuşata yanar, kız vazgeçerse geri
verilirdi. Çocukların evliliğinde kadın
baba ile birlikte karar verir, kıza
çeyiz verilirdi. Evlilikte yüz görümlüğü
vardır. Nişanlılık evlilik şartı
değildir. Kızın koca evine
gitmesi gibi erkeğin de kadının evine gittiği iç güveyilik usulü de
vardır. Evli eşlerin aldatmalarında kadın için idam, erkek için ceza vardır. Boşanmayı
her iki taraf da isteyebilir, boşanmada
çocuklar paylaşılır, herkesin malı kendine kalırdı.
Reesim-2 Bitik vazosunda bulunan kutsal evlilik töreninde yüz görümlüğü sahnesi
Veraset Hukuku’nda
aile reisi
babadır, sonra büyük oğula geçer.Mallar, ölen kişinin karısı ve çocukları
arasında paylaşılırdı.
Ceza Hukuku’nda Hititler, bir suçun cezasını kısasa
kısas değil, bedelini ödeme üzerine belirlemişlerdir. Krala karşı-Devlete karşı
gelmek, hayvanlarla seksüel ilişki,
büyücülük, evli kadının eşini aldatması
… ölüm cezası verilmesine neden olan suçlardır. Ancak Kral’ın bu cezaları
affetme yetkisi vardır. Kardeşler arası evlilik kesinlikle yasaktır ve cezası ölümdür.
Hırsızlık büyük suçtur. Kölelerin işlediği suçların cezası, hürlerin işlediği
suçların cezasının yarısıdır. Hititler de; tekere bağlama, kazığa
çakma, boyunduruğa koşma gibi, işkenceli cezalar da vardır. Hititler’de kan
davası da vardır. Öldürülen kişinin tarafı, öldüren için idam veya yerine geçen
başka bir ceza isteğinde bulunabilirdi.
Toplumun geçim kaynağı olan bağlara,
bahçelere, otlaklara, evlere, köylere, hayvanlara, kölelere, üretim araçlarına,
su yollarına, göletteki kuşlara zarar verenler tazminat ödemeye mahkum edilir.
İşçi ücretleri belirlenirken işin süresi ve aşamaları dikkate alınır. Sabit
ücret tarifesi kent ve köylerde geçerlidir. Böylece kent ve köylerin
ekonomisine standart getirilmiştir. Gaspta, mağduriyet giderilir.
Hititler, komşu devletler ile
ilişkilerini açık net
dürüstlük içinde barış temelli
sürdürmüşlerdir. Devletleri; kendileri ile eşit tuttukları ve eşit anlaşmalar
imzaladıkları Müttefik devlet, kendilerine sıkı bir şekilde
bağlanan, mükellef oldukları şartları yerine getirmek zorunda olan prenslikleri
Vasallar, ittifak anlaşması yapmamış
veya vasal olmamış her devletİ ise Düşman
devlet olarak tanımlamışlardır. Mısırlılarla Kadeş savaşından 26 yıl sonra yaptıkları
Kadeş anlaşması aynı zamanda devletler
arası hukukun ve
barışın ilk resmi belgesidir.
Bu barış anlaşması ile Mısır ebedi müttefik ilan edilmiştir. Ancak
Hititlerin bu anlaşmadan önce Anadolu’da
yaşayan 20 kadar beylik veya
şehir krallıkları ile barış anlaşmaları yaptığı iddia edilmektedir.
Resim-3 Kadeş Anlaşması’nın çivi yazılı metni. Orijinal tablet İstanbul
Arkeoloji Müzesi'ndedir. Büyütülmüş bir kopyası Türkiye’nin hediyesi olarak Birleşmiş Milletler Binasında bulunmak- tadır.
Hititlerde yaşlıların,bazı
yüksek dereceli subayların ve kralın yargıçlığında mahkemeler yapılıyordu.
Arşivler ve bulunan belgelerde, mahkemelerin nasıl yapıldığına ilişkin bilgiler
bulunmaktadır. Mahkeme tutanakları suçluların, şahitlerin ve müdahil olarak
davaya katılanların ifadeleri ayrıntılı bir şekilde ve baş tarafında ise davaya
konu olan iddialar yazmaktadır. Mahkemelerin kapısında bronz mızrak ile terazi
vardır.
Hititlerin hukuka bakış açısı, bütünüyle dinseldir.
Onlara göre tanrılar, bütün varlıkların hakkını koruyan, adil ve dürüst efendilerdir. Mahkemeler tanrılar adına
adalet dağıtan yerler olarak görülür. Hitit mahkemelerinde halk adına krallar bile yargılanabilir. Mahkemelerin
güvenirliğini ve tarafsızlığını sağlamak kralın görevidir.
Günümüzden yaklaşık 3200 yıl önce tahta oturan Hitit Kralı II. Tuthaliya yargıçlara şu talimatı vermişti: ".... Basit bir davayı zorlaştırmayınız. Zor bir davayı da basitmiş gibi göstermeyiniz. Doğru olanı yapınız... Artık garnizon komutanı, belediye başkanı ve yaşlılar beraberce adaletin uygun şekilde yerine getirilmesini sağlayacaklar ve halk davalarını getirecek..."
III. Hattusili döneminde ise zimmet ve görevi ihmal suçlamasıyla üst düzeyde bir tapınak görevlisine dava açıldı. Davacı Kraliçe Puduhepa'ydı. Zimmete geçirilenler de tapınak mallarıydı. Dava için en az 30 tanık dinlendi. Uzun oturumlar yapıldı. Tarafsızlık ilkesi gereği, davacı kraliçe olduğu için, kral yargıçlık yapmadı. (Doğan, 2012)
Günümüzden yaklaşık 3200 yıl önce tahta oturan Hitit Kralı II. Tuthaliya yargıçlara şu talimatı vermişti: ".... Basit bir davayı zorlaştırmayınız. Zor bir davayı da basitmiş gibi göstermeyiniz. Doğru olanı yapınız... Artık garnizon komutanı, belediye başkanı ve yaşlılar beraberce adaletin uygun şekilde yerine getirilmesini sağlayacaklar ve halk davalarını getirecek..."
III. Hattusili döneminde ise zimmet ve görevi ihmal suçlamasıyla üst düzeyde bir tapınak görevlisine dava açıldı. Davacı Kraliçe Puduhepa'ydı. Zimmete geçirilenler de tapınak mallarıydı. Dava için en az 30 tanık dinlendi. Uzun oturumlar yapıldı. Tarafsızlık ilkesi gereği, davacı kraliçe olduğu için, kral yargıçlık yapmadı. (Doğan, 2012)
Hititler günümüzden dört bin yıl önce, aynı topraklarda bugün bile kurulamayan insani bir hukuk sistemi ve hukuk devletini
kurarak büyük bir kültürel başarı yaratmışlardır. Anadolu coğrafyasında günümüzde yaşanan hukuk cinneti ile adaletin yok edildiği, güvenin
kaybolduğu milletin ve devletin geleceğinin
tartışıldığı ortamda Hititlerin tarihsel başarısının önemi daha iyi
anlaşılmaktadır. Türk toplumu kendinden önceki toplumların bin bir emekle oluşturduğu ve bu coğrafyaya armağan ettiği tarihsel ve
kültürel mirası, bilincinde oluşan cehalet travması nedeniyle ne yazık ki algılayamamıştır. Batı kendi
kültürünün temeli gördüğü Antik Yunan ve
Roma kültürünü devam ettirip “mülkiyeti ve devleti
temel alan Roma hukukunu” modern hukuk sisteminin ana gövdesi yapmıştır. Militarizm ve otorite ile beslenen Roma
Hukuku, Batı dünyasında geçerli
hukuk sisteminin oluşmasında ve
yaygınlaşmasında etkili olmuştur. Hukuk
fakültelerinde Roma Hukuku
okutulmasının nedeni budur.
Anadolu topraklarında beş bin yıl önce Hititler’ce oluşturulan hukuk
sistemi günümüzde aynı topraklarda kurulmuş üniversitelerimizin Hukuk Fakültelerinde bilinmez
iken ABD'de Pittsburgh
Üniversitesi Hukuk Fakültesinde Hitit
hukuku’nun
ders olarak okutulması gurur verici olduğu kadar acı vericidir de.
*KTÜ Fatih Eğitim
Fakültesi,Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Öğretim Görevlisi
------------------------------------------------------------------------------------------------------
Kaynaklar
AKURGAL,Ekrem (1995) Hatti ve Hitit Utgarlıkları,Yaşar Eğitim ve Kültür Vakfı Yayınları - İzmir
DOĞAN, Erdal (2012) ,Hititlerde Hukuk –Belleklerdeki Kayıp, Fam Yayınları EĞİLMEZ,Mahfi, Kendime Yazılar, www.mahfiegilmez.com/p/hititler.html
Kaynaklar
AKURGAL,Ekrem (1995) Hatti ve Hitit Utgarlıkları,Yaşar Eğitim ve Kültür Vakfı Yayınları - İzmir
DOĞAN, Erdal (2012) ,Hititlerde Hukuk –Belleklerdeki Kayıp, Fam Yayınları EĞİLMEZ,Mahfi, Kendime Yazılar, www.mahfiegilmez.com/p/hititler.html
ORHUN , Dr. Murat (2010),Hitit Aile Hukuku ve Eski Hukuk Dönemi Roma Hukuku,Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi,Sayı 5
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder