22 Ocak 2014 Çarşamba

HUKUKUN CİNNET  GEÇİRDİĞİ ÜLKEDE  HİTİTLER’İ VE HUKUK SİSTEMİNİ ANLAMAK

Kadir ŞİŞGİNOĞLU*

İnsanın kendi çevresinde  güven duyarak  yaşayabileceği  bir  düzen kurma  isteğinden kaynaklanan hukuk; hak ve adalet kavramına  dayanır. Zaten “hukuk” Arapça “hak” kelimesinin çoğuludur. Hukukun amacı  ve  işlevi toplumsal  düzeni,  güvenliği, barışı , özgürlüğü,  eşitliği sağlama ve adaleti gerçekleştirme olarak sıralanabilir.

İlk yazılı hukuk  metinleri Sümerler’de ortaya  çıkmıştır. Bu  nedenle Sümerler’e dünyadaki ilk Hukuk devleti denebilir. “Devlet otoritesini korunma” isteğinin  hukuk kurallarının ortaya çıkmasında rolü büyüktür. Lagaş Kralı Urukagine tarafından oluşturulan ilk yazılı kanunlar "fidye ve bedel" sistemine dayanıyordu.

Anadolu’da ilk  hukuk devletini  kuranlar ise Hititler’dir. Yerel halk olarak  Hattiler’in yaşadığı Anadolu’ya  Kafkaslar  üzerinden  gelen Hititler,  Hint -Avrupa kökenli bir  halktır. O  günün Anadolu  coğrafyası Hatti  Ülkesi  anılıyordu. Hititler  bile  kendi  yaşadıkları ülkeden  “Hatti Ülkesi”  diye söz  etmişlerdir. Zaman içerisinde  bu coğrafyada  yerleşen Hititler Kral Labarna’nın öncülüğünde genişleyerek güçlü bir  devlet olma yolunda ilerlemişlerdir. Başkentin Hattuşa‘ya  taşınmasından sonra Hattuşili, Mursili, Telipinu gibi krallar hüküm sürmüştür.  (MÖ 1460-1190 ) Tuthaliya dönemine  gelindiğinde  Hitit Krallığı "Büyük Krallık" dönemi olarak adlandırılır. Hurri-mitanni Devleti'nden sonra bu dönemde Anadolu'daki en büyük siyasi güç Hitit Krallığı'dır. Anadolu’nun nerede  ise  tamamı ile Suriye Hititler’in  yönetimindedir. Hititler  artık o dönemde tarihin bir  diğer  süper  gücü olan Mısır ile  komşu olmuştur.

Hititler, Anadolu'nun o dönemdeki kültür mozaiğini oluşturan yerel krallıkların ve beyliklerin  Tanrılarını benimsemiş, çok geniş bir panteon yaratmıştır. Bu yüzden tabletlerde "Hatti Ülkesi'nin bin tanrısı" deyimi geçer. Hititler’in   güçlü devlet yapısını sağlayan iki  etken vardır. Birincisi güçlü ve savaşçı bir ordu. İkincisi  ise; dini inanç temeline dayanan  hukuk sistemidir.

Hitit Hukuku, çağının çok ilerisinde kabul edilmektedir.  Hititler, hukukun temeli olarak gördükleri hak ve adalet fikrinin anlamını  erken zamanlarda kavramışiar,  hak ve adaleti güneş ile sembolleştirmişlerdir. Arinna’nın güneş tanrısı hak ve adaletin koruyucusu olarak görülmüştür. 

  Ekrem Akurgal’a göre (1995) ; Hattuşa’ya bir günlük mesafede  diye  belirtilen  Hititlerin kutsal kenti Arinna bugünkü Alacahöyüktür. Hitit Tanrıçası , Hattiler’de “Vuruşemu”, Hurrilerde “Hepat” diye adlandırılmış tanrıçadır. Hititlerde “Arinna’nın güneş tanrıçası”, geç Hititlerde “Kupaba” olarak da geçmiştir. (Kybele de büyük olasılıkla aynı inancın devamıdır). Ana tanrıça  özelliği  taşıyan Arinna’nın güneş tanrıçası devletin ,orduların, tabiatın , insanların ve hukukun  koruyucusudur.
                                                                                               
 Resim-1 Çoğumuzun yakından bildiği   bu  güneş    kursu  Hattiler’den beri   güneş tanrısının,  aynı zamanda devletin  sembolüdür.

Hitit arşivlerinden  (çivi yazılı tabletlerde yer alan  kanunlar, mahkeme zabıtları, ticari senetlerden) elde edilen bilgilere göre; köle dahil olmak üzere, herkesin mülkiyet hakkı vardır . Doğa, bitkiler, hayvanlar, ziraat (tarım), sular, insanlar, köleler yasalarla  koruma altındadır. Bu kanunları yazılı hale getiren kralın, Alluwanda olduğu ileri sürülmüş, tabletlere yazılmıştır. Arşivciliği ve belgeciliği  çok  iyi  bilen Hititler her olayı dört kopya tablet haline getirmişlerdir.Bir tablette borç senedi için şu ifade kullanılmıştır.”biri borçluya, biri alacaklıya, biri krala, diğeri toprağa (yani tanrıya)” dır. 
                                                                      
Aile Hukuku, Veraset Hukuku, Ceza Hukuku ve Devletler Hukuku başlıkları ile  inceleyebileceğimiz Hitit Hukuk sistemi; kısas ilkesine değil, tazmin (tazminat-bedel ödeme) ilkesine dayanır. Yasa koyucu, aynı zarara başkasının da uğraması değil, hak sahibinin uğradığı zararın giderilmesi, eski durumuna getirme ve yerine koyma ilkelerini benimsemiştir.

Hitit  Aile  Hukuku’nda  aile pederşahidir, kadın satın alınır, damat kuşata denilen başlık parası öder, erkek vazgeçerse kuşata yanar, kız vazgeçerse geri verilirdi. Çocukların evliliğinde  kadın baba ile  birlikte karar verir, kıza çeyiz verilirdi. Evlilikte  yüz görümlüğü vardır. Nişanlılık evlilik şartı  değildir. Kızın koca evine  gitmesi gibi erkeğin de kadının evine gittiği iç güveyilik usulü de vardır. Evli eşlerin aldatmalarında kadın için idam, erkek için ceza vardır. Boşanmayı her iki taraf da isteyebilir, boşanmada  çocuklar paylaşılır, herkesin malı kendine  kalırdı.
 
Reesim-2  Bitik vazosunda  bulunan kutsal evlilik töreninde yüz görümlüğü sahnesi

Veraset Hukuku’nda aile reisi babadır, sonra büyük oğula geçer.Mallar, ölen kişinin karısı ve çocukları arasında paylaşılırdı.
Ceza Hukuku’nda Hititler, bir suçun cezasını kısasa kısas değil, bedelini ödeme üzerine belirlemişlerdir. Krala karşı-Devlete karşı  gelmek, hayvanlarla seksüel ilişki, büyücülük,  evli kadının eşini aldatması … ölüm cezası verilmesine neden olan suçlardır. Ancak Kral’ın bu cezaları affetme yetkisi vardır. Kardeşler arası evlilik kesinlikle yasaktır ve cezası ölümdür. Hırsızlık büyük suçtur. Kölelerin işlediği suçların cezası, hürlerin işlediği suçların cezasının yarısıdır. Hititler de; tekere bağlama, kazığa çakma, boyunduruğa koşma gibi, işkenceli cezalar da vardır. Hititler’de kan davası da vardır. Öldürülen kişinin tarafı, öldüren için idam veya yerine geçen başka bir ceza  isteğinde  bulunabilirdi.
Toplumun geçim kaynağı olan bağlara, bahçelere, otlaklara, evlere, köylere, hayvanlara, kölelere, üretim araçlarına, su yollarına, göletteki kuşlara zarar verenler tazminat ödemeye mahkum edilir. İşçi ücretleri belirlenirken işin süresi ve aşamaları dikkate alınır. Sabit ücret tarifesi kent ve köylerde geçerlidir. Böylece kent ve köylerin ekonomisine standart getirilmiştir. Gaspta, mağduriyet giderilir. 
Hititler, komşu  devletler  ile  ilişkilerini açık net  dürüstlük  içinde barış temelli sürdürmüşlerdir. Devletleri; kendileri ile eşit tuttukları ve eşit anlaşmalar imzaladıkları Müttefik devlet, kendilerine sıkı bir şekilde bağlanan, mükellef oldukları şartları yerine getirmek zorunda olan prenslikleri Vasallar, ittifak anlaşması yapmamış veya vasal olmamış her devletİ ise Düşman devlet olarak  tanımlamışlardır. Mısırlılarla  Kadeş savaşından 26 yıl sonra yaptıkları Kadeş anlaşması  aynı zamanda devletler arası  hukukun  ve  barışın ilk resmi  belgesidir. Bu  barış anlaşması ile Mısır  ebedi müttefik ilan edilmiştir. Ancak Hititlerin bu anlaşmadan önce Anadolu’da  yaşayan 20 kadar  beylik veya şehir  krallıkları  ile barış anlaşmaları  yaptığı iddia edilmektedir.
Resim-3 Kadeş Anlaşması’nın çivi yazılı metni. Orijinal tablet İstanbul Arkeoloji Müzesi'ndedir. Büyütülmüş bir kopyası Türkiye’nin hediyesi  olarak Birleşmiş Milletler Binasında  bulunmak- tadır.
Hititlerde yaşlıların,bazı yüksek dereceli subayların ve kralın yargıçlığında mahkemeler yapılıyordu. Arşivler ve bulunan belgelerde, mahkemelerin nasıl yapıldığına ilişkin bilgiler bulunmaktadır. Mahkeme tutanakları suçluların, şahitlerin ve müdahil olarak davaya katılanların ifadeleri ayrıntılı bir şekilde ve baş tarafında ise davaya konu olan iddialar yazmaktadır. Mahkemelerin kapısında bronz mızrak ile terazi vardır.
Hititlerin hukuka bakış açısı, bütünüyle dinseldir. Onlara göre tanrılar, bütün varlıkların hakkını koruyan, adil ve dürüst  efendilerdir. Mahkemeler tanrılar adına adalet dağıtan yerler olarak görülür. Hitit mahkemelerinde halk adına  krallar bile yargılanabilir. Mahkemelerin güvenirliğini ve tarafsızlığını sağlamak kralın görevidir.

Günümüzden yaklaşık 3200 yıl önce tahta oturan Hitit Kralı II. Tuthaliya yargıçlara şu talimatı vermişti: ".... Basit bir davayı zorlaştırmayınız. Zor bir davayı da basitmiş gibi göstermeyiniz. Doğru olanı yapınız... Artık garnizon komutanı, belediye başkanı ve yaşlılar beraberce adaletin uygun şekilde yerine getirilmesini sağlayacaklar ve halk davalarını getirecek..."
III. Hattusili döneminde ise zimmet ve görevi ihmal suçlamasıyla üst düzeyde bir tapınak görevlisine dava açıldı. Davacı Kraliçe Puduhepa'ydı. Zimmete geçirilenler de tapınak mallarıydı. Dava için en az 30 tanık dinlendi. Uzun oturumlar yapıldı. Tarafsızlık ilkesi gereği, davacı kraliçe olduğu için, kral yargıçlık yapmadı. (Doğan, 2012)
Hititler günümüzden dört bin yıl önce, aynı topraklarda bugün bile kurulamayan insani bir hukuk sistemi  ve hukuk devletini  kurarak büyük bir  kültürel başarı yaratmışlardır.  Anadolu coğrafyasında günümüzde yaşanan hukuk cinneti ile adaletin yok edildiği, güvenin kaybolduğu milletin ve devletin geleceğinin  tartışıldığı ortamda Hititlerin tarihsel başarısının önemi daha iyi anlaşılmaktadır. Türk toplumu kendinden önceki toplumların bin bir  emekle oluşturduğu  ve bu coğrafyaya armağan ettiği tarihsel ve kültürel  mirası, bilincinde  oluşan cehalet travması  nedeniyle ne yazık ki algılayamamıştır. Batı kendi kültürünün temeli  gördüğü Antik Yunan ve Roma kültürünü devam ettiripmülkiyeti ve devleti temel alan  Roma hukukunu”  modern hukuk sisteminin ana gövdesi  yapmıştır.  Militarizm   ve otorite ile  beslenen Roma  Hukuku, Batı dünyasında geçerli  hukuk sisteminin oluşmasında  ve yaygınlaşmasında etkili olmuştur.  Hukuk fakültelerinde Roma  Hukuku okutulmasının  nedeni  budur.

Anadolu topraklarında beş bin yıl  önce Hititler’ce oluşturulan hukuk sistemi  günümüzde  aynı topraklarda  kurulmuş üniversitelerimizin  Hukuk Fakültelerinde  bilinmez  iken ABD'de Pittsburgh Üniversitesi Hukuk Fakültesinde Hitit hukuku’nun  ders olarak okutulması gurur verici olduğu kadar acı  vericidir de.  


*KTÜ Fatih Eğitim Fakültesi,Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Öğretim Görevlisi
------------------------------------------------------------------------------------------------------

Kaynaklar


AKURGAL,Ekrem (1995) Hatti ve Hitit Utgarlıkları,Yaşar Eğitim ve Kültür Vakfı Yayınları - İzmir

DOĞAN, Erdal (2012) ,Hititlerde Hukuk –Belleklerdeki Kayıp, Fam Yayınları                             EĞİLMEZ,Mahfi, Kendime Yazılar, www.mahfiegilmez.com/p/hititler.html
ORHUN , Dr. Murat (2010),Hitit Aile Hukuku ve Eski Hukuk Dönemi Roma Hukuku,Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi,Sayı 5

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder