21 Nisan 2014 Pazartesi


ERGUVAN ZAMANI  İSPANYA
Kadir ŞİŞGİNOĞLU

Baharın  bayramlık  giysisidir erguvan. Parklarda, yol  kenarlarında  çok  gösterişli olmayan,  hatta  mütevazi  mahcup  tavırlı bir  ağaçtır.Önce çiçeğini açar sonra  yaprak  verir  . Pembe, lila , uçuk  morlar gezinir yapraksız  dallarında. Mor ve lila reklerinde  Nisan  ayının kışa dönük yüzünün  hafif serinliğini ,  uçuk kırmızı ve  pembelerinde  ise yaz  sıcaklığını bulabilirsiniz. Nisan sonu  Mayıs  başına  kadar süren çiçekleri bakışlarınızı tutsak eder. Yüreğinizi  çoşturur. Hafif  baygın  kokusu   arıları, kelebekleri , sinekleri  bile  kışkırtır.  Erguvan çiçeklerinin  arasından yeşil yaprakları  uç vermeye  başladığında saltanatı  biter…Yalın  çıplaklığının  büyüsü bozulur….Çiçekler  kederlenir, üzülür, sararıp  solar ve dökülür .Dökülen çiçekler  de  ağacın  altını boyar. Çimlerin  üstü, kaldırımların grisi, toprağın teni ayna tutulmuş gibi pembeye  boyanır.

Erguvan taze  bir   başlangıçtır. Erguvan yeni  bir hayattır…Erguvan  tutku  ile beklenen aşktır…Erguvan İstanbul’dur….Erguvan İzmir’dir. Erguvanlar şehirleri farklı  yapar. Erguvanlar şehirleri  kardeş  yapar.

Erguvan zamanıydı İspanya gezimiz.Madrid’in  sokaklarına bir  kolye gibi dizilmişti.Görkemli , bakımlı süslü Barok yapıların altında ezilmeden  bizi  çekti  kendine.Toledo’ nun sert  çeliğini unutturdu bize.El Greco’ya  fettanca  göz  kırptı. Yüzlerce  yıldır  değişmeyen siluetine ben  olmasam  eksiksiniz  dercesine  caka sattı. Cordob’ da Kurtuba camiinin avlusunda hüzünlü  ve  mahcuptu… Muhteşem  yapıya hoyratça  dokunan  ellere tanıklık etmekten.Granada da  gelinlik giymiş bembeyaz  evlerin gelin çiçeği  oldu Erguvan. Kapı girişlerinde, balkonlarda asılmış seramik  tabaklarda renk  oldu mavinin üstüne. Elhamra’nın kapısında sıcak  bir dost gibi karşıladı.Sevilla’da  Flamenco  oldu.Her topuk sesinde acıyla  yere  düştü. Valencia’da  Calatrava’nın yapılarına dışarıdan  hafif  bir  yan  baktı.Betonun çeliğin ve  camın ustasına  boynunu eğdi. Figuras’da  Dalinin çılgınlıkları  ile yarıştı. Girona ‘da  Ortaçağ  kentinin  dar  sokaklarına  hayat verdi. Barcelona’da en çok Gaudi oldu.En çok Park Guel’e yakıştı. Joan Miro ile çocuk  oldu.

Her  yerde  erguvanlar vardı.Sanki  erguvanlar  bizden  önce gitmişti  İspanya’ya…İspanya erguvanla yüreğime  dokundu.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder